21 Kasım 2016 Pazartesi

Ares ve Aphrodite'in Hikayesi


 


Artık, günümüzde sabahın ilk saatlerinde güne başlamak için Horoz'u referans olarak kullanmak tarihe karışmış gibi görünse de, aşırı kentleşme ve Metropol'lerden uzak, mütevazi bir yaşam sürdüren yerel kesim insanları, güne başlamak için Horoz'u hala bir çalar saat niteliğinde referans olarak görmeye devam etmektedirler. Peki, Horoz'lar niçin her sabah feryat figan Güneş'i karşılamaktadırlar? Horoz'u, bu davranışa iten olgu nedir?
Yunan mitolojisini araştırdığımızda, Horoz ile ilgili ilginç bir anlatıma rastlıyoruz. Horoz'un, her sabah feryat figan Güneş'i karşılamasının sebebinin, mitolojide geçen büyük Tanrı ve Tanrıçası, Ares ve Aphrodite'in yasak ilişkisi ile olan bağlantısı dikkat çekiyor. Hikayede Aphrodite, demirci Heptaistos ile evlidir fakat, savaş tanrısı yüce Ares, Aphrodite'e sırılsıklam aşık olmuştur. Aphrodite, Ares'in bu aşkına karşılık verir ve olay örgüsü, Güneş'in bu yasak ilişkiyi açığa vurması ile şekillenir.



ARES VE APHRODITE'İN HİKAYESİ

Kusursuz güzelliğiyle herkesi kendine hayran bırakan Tanrıça Aphrodite, çirkin ve topal demirci Hephaistos ile evliydi. Ancak savaş tanrısı Ares, Aphrodite’ye çılgınca aşık oldu. Onu elde edebilmek için tanrıçaya evrenin en güzel armağanlarını sunuyordu. Sonunda Aphrodite, Ares’in aşkına kendi aşkıyla karşılık verdi. Ancak bu aşktan kimsenin haberi olmamalıydı. Ares güneşin aşklarını görüp diğer tanrılara, özellikle de Hephaistos’a haber vermesinden çekiniyordu. Bu sebeple iki sevgili geceleri buluşarak sevişiyorlardı. Kendilerini garanti altına almak için Ares yakın bir arkadaşı olan genç delikanlı Alektryon’u kapıya bekçi dikiyordu. Alektryon gece boyunca nöbet tutup güneş çok uzaklarda tepenin arkasında iken yani şafak sökmeden aşıkları uyandırıyordu. 

Aphrodite
Ares
Ares ve Aphrodite yine böyle bir gecede Hephaistos demir ocağında çalışırken onun sarayında bir araya geldiler. Gece boyunca aşklarını soluksuzca yaşayan sevgililer, sevişmekten yorgun düşüp sarmaş dolaş derin bir uykuya daldılar. Nasıl olsa kapıda açıkgöz bekçileri Alektryon vardı. O gece Alektryon da yorulmuş olacak ki bir anlığına gözleri kapanmış ve uykuya teslim olmuştu.Üstelik güneş neredeyse tepenin ardından çıkmak üzereydi. Alektryon bir türlü uyanmayınca güneş doğdu ve oracıkta sarmaş dolaş yatan gizli aşıkları gördü. Görür görmez de bu rezaleti Hephaistos’a ispiyonlamakta hiç gecikmedi. Bu korkunç haberi alan Hephaistos kendisine yapılan ihaneti onlara pahalıya ödetmeye karar verdi. Demir ocağında titizlikle çalışmaya koyulan tanrı Hephaistos olağanüstü incelikte bir ağ yaptı. Yaptığı ağı Aphrodite’nin ortalıkta olmadığı bir zamanda yatağın üzerine örttü ve saklandı.


Hiçbir şeyden haberi olmayan genç çift o gece yine buluştular. Yatağa uzandıkları anda görünmez incelikteki ağ büzüşerek onları yakaladı. Ağın içinde sıkışıp kalan Ares ve Aphrodite neler olduğunu anlamaya çalışırken Hephaistos bütün tanrı ve tanrıçaları sarayına toplamıştı bile. Amacı kendisini aldatan aşıkları rezil etmekti. Toplanan bütün tanrılar hem aşıkların düştüğü duruma hem de Hephaistos’a kahkahalarla gülüyorlardı. Bir yandan da erkek tanrılar Ares’e imrenerek onun güzel tanrıçayı nasıl baştan çıkarttığına gıptayla bakıyorlardı. Bu olaydan sonra Ares ve Aphrodite kimsenin yüzüne bakamayacak hale geldiler. Aphrodite Kıbrıs adasına kaçıp saklanırken, Ares kendilerini yakalatan ve görevini ihmal eden Alektryon’u horoza dönüştürdü. Kendisi de Trakya’ya kaçtı. İşte bugünden sonra horoz her sabah güneşin doğuşunu insanlara haber vermeye mahkum oldu.

2 yorum:

  1. Afrodit seni hiç sevmezdim zaten iyi kendinden soğuttun aq hele ares sen de az şerefsiz değilmiş sin

    YanıtlaSil